Okullarda akran zorbalığı konusu, eğitim dünyasında oldukça önemli bir sorun haline geldi ve her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Peki, bu durum nasıl ortaya çıkıyor, hangi faktörler zorbalığı tetikliyor ve bu konuda neler yapılabilir? Bu yazıda, farklı araştırmalara dayanarak akran zorbalığını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Amacımız, hem ailelere hem de öğretmenlere bu konuda yol göstermek ve farkındalık oluşturmak.
Akran Zorbalığının Nedenleri ve Faktörleri
Akran zorbalığı, genellikle sosyal ve duygusal etkileşimlerin olumsuz sonuçlarından kaynaklanır. Özellikle ilkokul dönemindeki çocuklar, çeşitli nedenlerle zorbalık davranışları gösterebilir. Yapılan çalışmalarda, akran zorbalığına neden olan temel faktörlerin şunlar olduğu görülmüştür:
-
Aile Tutumu: Çocuğun evde gördüğü tutum, onun arkadaşlarına karşı sergilediği davranışları doğrudan etkileyebilir. Örneğin, aile içinde şiddet gören ya da ebeveynleri tarafından aşırı baskı altında tutulan çocuklar, bu durumu okulda arkadaşlarına yansıtabilirler. Delgado ve arkadaşlarının (2011) çalışmalarında belirtildiği gibi, aile içindeki olumsuz tutum ve şiddet eğilimleri, çocukların zorbalık davranışlarına yatkın olmasına yol açabilir. Sigmund Freud’un psikanalitik kuramına göre, çocukluk döneminde yaşanan travmalar ve ebeveyn tutumları, bireyin kişilik gelişiminde önemli bir rol oynar ve bu durum çocuklarda saldırgan davranışların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Reklam -
Arkadaş Etkisi ve Grup Baskısı: Çocukların arkadaş gruplarındaki baskı ya da ait olma isteği, onların zorba davranışlar sergilemelerine yol açabilir. Akran gruplarında yoğun şekilde hissedilen uyum sağlama ve kabul edilme isteği, çocukların düşünmeden çeşitli olumsuz davranışlarda bulunmasına neden olabilir (Somerville, 2013). Bu durum özellikle ergenlik öncesi dönemde daha belirgin hale gelir. Albert Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre, çocuklar, çevrelerindeki kişileri gözlemleyerek davranışlarını öğrenirler. Eğer çocuklar, zorba davranışların ödüllendirildiğini ya da kabul edildiğini görürlerse, bu davranışları taklit etme eğiliminde olabilirler.
-
Medyanın Etkisi: Televizyon ve internet gibi medya araçları, bazen çocukların olumsuz davranışlar geliştirmesine neden olabilir. Şiddet içerikli programlar ya da zorba davranışları ödüllendiren içerikler, çocukların bu tür davranışları benimsemesine yol açabilir (Peters, 2012). Özellikle sosyal medya, siber zorbalık gibi yeni zorbalık türlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bandura’nın sosyal öğrenme kuramı burada da geçerlidir; çocuklar, medyada gördükleri zorba davranışları model alarak bu davranışları kendi hayatlarına uyarlayabilirler.
-
Kötü İletişim Becerileri: İletişim becerilerinin yetersiz olması, öğrencilerin karşılaştıkları sorunları doğru bir şekilde ifade edememelerine ve bu nedenle zorbalığa başvurmalarına neden olabilir. Yapılan çalışmalarda, kötü iletişim becerilerine sahip öğrencilerin zorbalık yapma ya da zorbalığa maruz kalma olasılıklarının daha yüksek olduğu belirtilmiştir (Hortaçsu, 2003). Carl Rogers’ın hümanistik kuramına göre, çocukların kendilerini ifade edebilmesi ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanması, sağlıklı bir gelişim için kritik öneme sahiptir. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığında, çocuklar kendilerini ifade etmek yerine zorba davranışlara yönelebilirler.
-
Özgüven Eksikliği: Özgüven eksikliği, çocukların zorbalık yapma ya da zorbalığa maruz kalma riskini artıran önemli bir faktördür. Alfred Adler’in bireysel psikoloji kuramına göre, bireyler kendilerini yetersiz hissettiklerinde bu eksikliği telafi etmek amacıyla zorba davranışlarda bulunabilirler. Çocukların kendilerini değersiz hissetmesi, diğerlerini kontrol altına alarak bu duyguları telafi etme isteği uyandırabilir. Bu nedenle, özgüven eksikliği olan çocuklar, kendilerini güçlü hissetmek için zorbalık yapma eğiliminde olabilirler.
Akran Zorbalığının Etkileri ve Sonuçları
Zorbalığa maruz kalan çocuklar üzerinde fiziksel ve duygusal pek çok olumsuz etki görülmüştür. Bu çocuklar genellikle düşük özgüven, depresyon, kaygı ve yalnızlık gibi duygusal sorunlar yaşarlar. Ayrıca, zorbalık kurbanlarının akademik başarıları da olumsuz etkilenebilir. Örneğin, bir öğrenci sürekli zorbalığa maruz kaldığında derslerine odaklanmakta zorlanabilir ve bu durum akademik başarısının düşmesine neden olabilir (Özdemir ve ark., 2023). Zorbalık, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sözel ve sosyal dışlama gibi daha ince türlerle de gerçekleşebilir.
Siber zorbalık da son yıllarda yaygınlaşan bir sorun haline geldi. Hinduja ve Patchin’in (2010) çalışmalarına göre, elektronik aletler aracılığıyla yapılan zorbalık, kurbanın psikolojik sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu tür zorbalık, çocukların kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmelerine neden olabilir.
Akran Zorbalığına Karşı Başarılı Mücadele Örneği: Uygulamalar ve Sonuçlar
Ankara’da bir ilkokulda yapılan bir çalışmada, öğretmenlerin zorbalıkla mücadele için çeşitli yöntemler geliştirdiği görülmüştür (Yücesoy & Doğan, 2024). Özellikle birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan okullarda fiziksel zorbalık vakalarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu okullarda zorbalıkla başa çıkmak için sınıf içinde empati geliştirmeye yönelik oyunlar oynatılmış ve bu sayede öğrencilerin zorba davranışlarında azalma gözlemlenmiştir. Öğrenciler, bu oyunlar sayesinde arkadaşlarının duygularını daha iyi anlama ve zorbalık yapmanın olumsuz sonuçlarını fark etme fırsatı bulmuşlardır.
Empati geliştirme oyunları, çocukların birbirlerinin yerine kendilerini koymalarını sağlayarak karşı tarafın hislerini anlamalarına yardımcı olmuştur. Örneğin, öğretmenler, öğrenciler arasında rol değiştirme aktiviteleri düzenleyerek zorba ve mağdur rollerinde empati kurmalarını sağlamışlardır. Bu sayede, zorbalık yapan çocuklar, yaptıkları davranışların arkadaşlarında nasıl bir etki yarattığını fark etmişlerdir. Ayrıca, rehberlik saatlerinde yapılan grup tartışmaları, öğrencilerin zorbalığın sonuçları üzerine düşünmelerini teşvik etmiştir.
Bir başka örnek ise İstanbul’da bir okulda gerçekleştirilen “Akran Arabuluculuğu” projesidir. Bu projede, zorbalık vakalarıyla karşılaşan öğrenciler, rehber öğretmenler tarafından eğitilmiş olan arabulucu arkadaşlarıyla konuşarak sorunlarını çözme yoluna gitmişlerdir. Arabulucular, sorunları tarafsız bir şekilde ele alarak zorba ve mağdur öğrenciler arasında uzlaşma sağlamışlardır. Bu yöntem, zorbalık vakalarının önemli ölçüde azalmasını sağlamıştır. Özellikle arabulucu olarak görev alan öğrenciler, kendilerini daha sorumlu hissederken, zorbalığa maruz kalan öğrenciler de bu süreçte kendilerini daha güvende hissetmişlerdir.
Akran arabuluculuğu projesinde, öğrencilerin iletişim becerileri ve empati yetenekleri güçlendirilmiştir. Arabulucular, arkadaşlarının yaşadığı sorunlara çözüm üretmeye çalışarak hem kendi duygusal gelişimlerine katkıda bulunmuş hem de okul içinde daha pozitif bir atmosfer yaratılmasına yardımcı olmuşlardır. Proje kapsamında, okuldaki rehber öğretmenler de düzenli aralıklarla öğrencilerle görüşmeler yaparak süreç hakkında geri bildirimler almış ve gerekli gördüklerinde müdahale ederek süreci desteklemişlerdir.
Akran Zorbalığına Karşı Sonuçlar ve Öneriler
İlkokullarda Akran Zorbalığına Karşı Uygulamalar
Akran zorbalığını önlemek ve bu konuda farkındalığı artırmak için ilkokullarda rehber öğretmenlerin, sınıf öğretmenlerinin, ailelerin ve okul idaresinin çeşitli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Bu uygulamaların etkin şekilde yürütülmesi zorbalıkla mücadelede önemli rol oynar:
-
Rehber Öğretmenler: Rehber öğretmenler, öğrencilere zorbalığın etkileri ve empati kurmanın önemi konusunda eğitimler düzenleyebilir. Grup çalışmaları ve bireysel görüşmeler yaparak öğrencilerin duygusal gelişimlerini destekleyebilirler. Örneğin, zorbalık yapan veya zorbalığa maruz kalan öğrencilerle birebir görüşmeler yapmak, bu öğrencilerin yaşadıkları sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, okullarda farkındalık artırıcı etkinlikler ve sunumlar düzenleyerek zorbalık konusundaki bilinç düzeyini artırabilirler.
-
Sınıf Öğretmenleri: Sınıf öğretmenleri, sınıf ortamında empati geliştirme etkinlikleri ve rol oyunları düzenleyerek öğrencilerin zorbalığın olumsuz sonuçlarını anlamalarını sağlayabilirler. Ayrıca, sınıf içi etkinlikler ile öğrenciler arasında iş birliğini teşvik edebilir ve zorbalık vakalarının önüne geçebilirler. Sınıf öğretmenleri, sınıfında zorbalık belirtileri gözlemlediğinde hemen müdahale ederek sorunları çözmeye yönelik adımlar atmalıdır. Öğretmenler ayrıca öğrencilerin iletişim becerilerini güçlendirmek için grup çalışmaları ve sınıf içi tartışmalar yapabilirler.
-
Aileler: Aileler, çocuklarıyla düzenli iletişim kurarak onların okul hayatıyla ilgili bilgi sahibi olmalı ve zorbalıkla karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda rehberlik etmelidir. Çocuklarına zorbalığın ne olduğunu ve neden yanlış olduğunu anlatmalı, empati ve saygı değerlerini aşılamalıdır. Ailelerin çocuklarıyla duygusal bağlarını güçlendirmeleri, çocukların kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur ve zorbalığa karşı direncini artırır. Ayrıca, ailelerin okuldaki rehber öğretmenlerle iletişimde kalması ve çocuklarının sosyal durumunu yakından takip etmesi de önemlidir.
-
Okul İdaresi: Okul yönetimi, zorbalıkla mücadele politikaları geliştirerek bu politikaları okul genelinde uygulamalıdır. Tüm öğretmenler, veliler ve öğrenciler zorbalık karşıtı programlar hakkında bilgilendirilmeli ve bu konuda ortak bir duruş sergilenmelidir. Okul yönetimi, zorbalıkla ilgili şikayetleri ciddiyetle ele almalı ve gerektiğinde psikolojik danışmanlar ve uzmanlarla iş birliği yaparak etkin müdahale yöntemleri geliştirmelidir. Ayrıca, okulda güvenli bir ortam yaratmak için güvenlik tedbirleri alınmalı ve öğrencilerin kendilerini güvende hissedecekleri bir atmosfer oluşturulmalıdır.
Yapılan araştırmalar, zorbalıkla başa çıkmak için farklı yöntemlerin kullanılması gerektiğini gösteriyor. İşte öneriler:
-
Farkındalık ve Eğitim Programları: Okullarda zorbalığı önlemeye yönelik farkındalık programları düzenlemek çok önemlidir. Hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin bu konuda eğitilmesi, zorbalıkla mücadelede büyük bir adım olacaktır. Örneğin, Minnesota Modeli olarak bilinen ve okullarda zorbalıkla mücadeleye yönelik bir program, öğrencilere empati kurma ve iletişim becerilerini geliştirme konusunda eğitimler sunarak olumlu sonuçlar elde etmiştir (Nickerson, 2017).
-
Ailelerin Katılımı: Zorbalıkla mücadelede ailelerin rolü çok önemlidir. Aileler, çocuklarını doğru şekilde yönlendirmeli ve onların duygularını, düşüncelerini önemsemelidir. Ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi, çocukların okuldaki davranışlarını doğrudan etkiler. Fakirullahoğlu (2022) çalışmasında, destekleyici aile ilişkilerinin zorbalık riskini azalttığını vurgulamıştır.
-
Psikolojik Destek ve Rehberlik: Zorbalığa maruz kalan öğrenciler için psikolojik destek sağlanması, onların bu durumu atlatabilmeleri için çok önemlidir. Aynı şekilde zorbalık yapan öğrencilere de bu davranışlarının sonuçlarını anlamaları için rehberlik edilmelidir. Psikolojik danışmanlar, bu süreçte duygusal farkındalık geliştirmeleri için öğrencilere destek olmalıdır (Benli & Özdemir, 2024).
-
Sağlıklı İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi: Öğrenciler arasında sağlıklı bir iletişim kurulması teşvik edilmelidir. Bu, özellikle zorbalığa maruz kalan çocukların kendilerini daha rahat ifade edebilmesine yardımcı olabilir. Öğrencilerin serbest zaman etkinlikleri ve psikoeğitim çalışmaları ile iletişim becerilerinin güçlendirilmesi, zorbalık vakalarını azaltabilir.
-
Okul ve Paydaşların İşbirliği: Okulların, psikolojik danışmanlar, öğretmenler ve aileler gibi tüm paydaşları zorbalıkla mücadele için bir araya getirmesi, etkili önlemler alınmasına yardımcı olabilir. Herkesin aynı hedefe odaklanması ve ortak bir anlayış geliştirmesi önemlidir. Ateşeyan ve arkadaşlarının (2023) belirttiği gibi, okul-aile iş birliği temelinde geliştirilen programlar, zorbalığın önlenmesinde etkili olabilir.
Akran Zorbalığına Karşı Nasıl Birlikte Mücadele Edebiliriz?
Sonuç olarak, akran zorbalığı, çocukların hayatında derin izler bırakabilen bir sorun ve bu sorunla başa çıkmak için hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Aileler, öğretmenler ve okul yönetimleri, bu konuda birlikte hareket ederek öğrencilerin sağlıklı ve güvenli bir okul ortamında eğitim almasını sağlayabilirler. Unutmayalım ki, her çocuk kendini güvende hissetmeyi hak eder ve bu güven ortamını sağlamak bizim elimizde.
Eğer siz de çocuklarınızın okul hayatında zorbalığa maruz kalmasını engellemek ve onların daha mutlu bireyler olmasına katkıda bulunmak istiyorsanız, bu konuda farkındalık yaratacak adımlar atmaya bugünden başlayabilirsiniz!